Tarih süresince insanlar ileride neler yaşanacağına dair hadiseleri merak etme eğilimi gösterdi. Dünyanın en ünsüz kahini olan ve ‘Çağdaş Nostradamus’ olarak adlandırılan Shipton Ana, 5 yüzsene evvel meydana koyduğu kehanetlerle şu vakita kadar ışık tutmaya devam ediyor. Ana’nın doğumu, ölümü ve kehanetleri çağdaş dünyada hala ünlenmesini sağlıyor. İşte Shipton Ana ve onun tüyler ürperten kehanetleri… Ursila Sontheil Henry VII saltanatı saatinde 1488’de doğan Shipton Ana tarihsel verilere göre Knaresborough’ta yaşam sürdüren bir din insanıydı. Bazı kaynaklarda ise yaşadığı halk doğrultusundan bir peygamber olarak görülüyordu. Nostradamus ve Baba Vanga gibi kahinleri defalarca duymuş olabiliriz fakat İngiliz Shipton Ana’nın kehanetleri herkesi şaşırtmakta. Diğerlerine göre biraz daha geri planda kalsa da Shipton Ana’nın kehanetleri diğerlerine göre daha tutarlı. Çocukluğu son derece enteresan geride bıraktığımız Shipton Ana, vakit içersinde geleceği görebilme yetisi olduğunu keşfetti. İlk başta kimse ona inanmıyordu fakat ifade ettiklerinin çıkması onu kısa vakitte ünlendirdi. Uzak memleketlerden gelenler ona danışıyorlardı ve bu sayede Shipton Ana, “Knaresborough’nun Bir Bileni” adı verildi. Özellikle saklı aşk hadiselerinda ve sevgililerin geleceği konusundaki tahminleri bir bir çıkıyordu. Fakat kehanetleri bununla da sınırlı değildi. Kralların, kraliçelerin ölümlerinden, İngiltere’nin geleceğine, harplardan, mühim tarihi olaylara, küresel ısınmadan, büyük depremlere dek çoğu öngörüsü gerçek oldu. Kralların, kraliçelerin ölümlerini ve İngiltere’nin geleceğini öngördü, harplardan ve tarihi olaylardan bahsetti, onun saatinde atlı arabalarla yolculuk yapılırdı, atsız giden arabaları, yelkensiz giden gemileri anlattı ve demirin suyun üzerinde tahta gibi batmadan yüzeceğini ifade etti. 17. Yüzsene´ın en büyük felaketlerinden birisi olan Ekim 1666´daki Londra veba salgınını ve yangınını bildi. Tarihçi Pepys´in 1666 senesi günlüğünde Shipton Ana’nın öngörüsü açıkça yazmaktadır. Kehanetlerini nasıl yaptığı da bilinmiyo Shipton Ana, 1561 senesinde Knaresborough’da vefat etti. Öldüğünde bütün Britanya’da tanınmış ve kabul edilen bir kahindi. Ölümünün süresini ve şeklini daha eskiden söylemişti. Öleceği günün sabahında yatağına yattı, uyudu ve bir daha uyanmadı. Kendi ifadesiyle üç yirmi ve bir on üç sene süresince yaşadı. Denizlerin kanlandığı vakit gelince, büyük selle karıştırılacak. Atsız arabalar gidecek. Felaketlerden dünya çığlık çığlıkla dolacak. Üç uyuyan dağ soluk almaya başlayacak. (Volkanik dağların etkinliğe geçmesinden söz ediyor.) Depremler bir bir şehirleri yutacak. Tüm şunlar benim bilmediğim yerlerde olacak. İnsanlar susuzluktan ölecekler. Sonra okyanuslar yükselecek. Toprak kuruyup çatlayacak, sonra yine normale dönecek. Fırtınalar patlayacak ve okyanus yükselecek. Shipton Ana, bir gök cisminin dünya çevresinden geçerken bir kıtanın batacağını ifade etti ama şunu ekledi: Tüm kara parçaları batmayacak. Fakat kalan karalar çürüyen insan ve hayvan cesetleri ve bitkilerin yaydığı kokular sebebiyle feci bir halde olacaklar. Bundan sonra bir harp olacak ve doğanın başlattığı bu kıyım işine devam edecek. Kadınlar, erkek gibi giyinecek, saçlarını kısa kesecekler. Resimler hareketlenip (sinema) canlı gibi gözükmeye başladığında, balık gibi gemiler suyun altında yüzdüğünde, insan kuşlar gibi gökleri fethettiğinde dünyanın yarısı kana boğulacak ve ölecek. Yüzsenesi atlatıp hayatta kalanlar dağlara kaçacaklar. Ve sonra iyice ormanlık bölgelere çekilecekler. Kuru, temiz, yumUşak ve insan pisliğinden arınmış bu toprak yeni hanedanın hazinesi olacak. Dünyanın bu kararmış halinde ne gerçekleştirmek gerekliliğini bilemeyen insanlar, daha ileri nesillerin aydınlanmasını sağlayarak onlara nasıl yaşamaları ve sevmeleri gerekliliğini gösterecekler. Ve kuyruklu senedızın ikinci sefer belirmesiyle bundan sonra çocuklar huzurlu, mütevazı, sevgi dolu büyüyüp ‘Altın Çağı’ oluşturacaklar.
20°
